Ramazan fırsatçılarına nefes aldırmayacağız – Son Dakika Haberler

Ramazan fırsatçılarına nefes aldırmayacağız – Son Dakika Haberler

Başkan Recep Tayyip Erdoğan dün kabine toplantısına başkanlık etti. Külliye’de 3 saat süren toplantının ardından millete seslenen Erdoğan, önemli mesajlar verdi:

Ramazan ayının ülkemize, milletimize, İslam âlemine ve insanlığa hayırlar getirmesini niyaz ediyorum. 85 milyonun her bir ferdinin ramazan-ı şerifini şimdiden tebrik ediyorum. Yurtdışında yaşayan 7 milyon vatandaşımıza, gönül ve kültür coğrafyamızın dört bir yanındaki kardeşlerimize, dünyanın farklı köşelerinde ümitlerini ülkemize bağlamış tüm dostlarımıza aynı şekilde şimdiden hayırlı ramazanlar diliyorum.

AHLAK VE VİCDAN SORUNU

Ramazan öncesinde vatandaşlarımızın, fırsatçılık peşinde koşanların para hırsı sebebiyle mağdur olmaması için gereken her türlü tedbiri alıyoruz ve alacağız. Ticaret, Tarım ve Maliye bakanlıklarımız, tamahkârların milletimizin ramazan sevincine gölge düşürmemesi için yoğun çaba içindeler. Denetim görevimizi en iyi şekilde yapıyoruz ve yapacağız. Ramazan fırsatçılığının ekonomik bir mesele olmaktan ziyade ciddi bir ahlak ve vicdan sorunu olduğunu hepimiz biliyoruz. Vatandaşlarımızın en temel şikâyetlerinden olan hayat pahalılığı konusunun müsebbiblerinden biri de yine bu açgözlü fırsatçılardır. Fırsatçılar, helalinden para kazanan şirketlerimize en büyük kötülüğü yapıyor. Yangın olunca söndürme tüpüne, deprem olunca demire ve çimentoya, hava biraz kurak gitse hemen suya, 1-2 gün kar yağdığında sebze ve meyveye zam yapan, mübarek günlerde vatandaşın ekmeğine kan doğrayan bu fırsatçılara nefes aldırmayacağız.

‘BAŞIBOZUKLUK’ DEMEK DEĞİL

Vatandaşlarımızın hak ve hukukunun korunması önceliğimiz. Serbest piyasa demek başıbozukluk demek değil. Serbest piyasayı kuralsızlık olarak algılayanlara karşı gereken hukuki ve idari adımları atmayı sürdüreceğiz.

(Malezya -Endonezya-Pakistan) Ziyaretimizin hafızalara kazınan yanlarından biri de her 3 ülkenin liderine hediye ettiğimiz milli elektrikli otomobilimiz Togg’du. Togg, bir hediyenin ötesinde büyüyen, güçlenen yeni Türkiye’nin simgesi haline dönmüştür. Her aşamasına bir kulp takanlar, liderlere hediye edilen otomobillerden de rahatsız oldu.

Öyle vahim tepkilere şahit olduk ki, G20 ülkesine geri kalmış diyenini mi, Hint Müslümanlarının milli mücadeleye verdiği destekten haberi olmayıp ileri geri konuşanları mı ararsınız, ülkeye ve millete dair vizyon ortaya koyamayan ne kadar işgüzar varsa Togg’u ve ziyaretimizi hedef aldı.

Bu ülkenin ekmeğini yiyen, havasını soluyan, suyunu içen kim varsa tam tersine bu ziyaretten iftihar etmesi beklenir. Dünyanın hiçbir ülkesinde muhalefet, milli gururu okşayan fotoğraflar üzerinden hükümeti eleştirmez. Ne yazık ki ülkemizde böyle bir muhalefet yok. Bizde bir türlü iflah olmayan yıkıcı bir muhalefet var. Bu da bizim ülke olarak imtihanımız. Ne üretim bandı var, ne de fabrikası var dedikleri Togg’un 52 binden fazlası yollarda. Yaz aylarında sedan modeli de gelecek.


OTOMOTİVDE YENİ DEV YATIRIMLAR

TOGG’un dışında yabancı markaların Türkiye’ye yatırımları devam ediyor. Çinli BYD’nin 1 milyar dolar yatırımla Manisa’da kuracağı elektrikli araç üretim tesisi ve araştırma geliştirme merkezi çalışmalarında ciddi mesafe kat edildi. Tabii bununla da kalmıyoruz. Yine bir başka Çin firması, o da ayrıca Samsun’da yatırımını şu anda yapıyor.

O da hazırlıklarını tamamladı. Çok kısa bir zaman içerisinde Samsun’da da bu markanın temelinin atıldığını göreceğiz. Türkiye’yi yüksek teknoloji yatırımlarının odağı haline getirmek için bundan sonra da kararlılıkla çalışacağız.

KRİTİK PROJELERE 7 MİLYAR DOLAR

Ekonomik dönüşüm, yeşil ve dijital dönüşüm, sosyal politikalar, yargı ve temel haklar, siyasi ve idari düzenlemeler olmak üzere beş temel sütun üzerine inşa ettiğimiz reform programıyla üst orta gelir grubunda yer alan Türkiye’yi, yüksek gelirli ülkeler ligine çıkaracağız. Kabine toplantımızda ülkemizin sanayi üretiminde ve teknolojide bağımsızlığını güçlendirecek 2030 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi’ni ele aldık. Ayrıca sağladığımız desteklerle mobilite, petrokimya, savunma ve güneş enerjisi teknolojileri alanlarında yakın zamanda hayata geçecek 7 milyar dolar bütçeye sahip projeleri değerlendirdik.

BATI İNSANLIK SINAVINDA SINIFTA KALDI

Avrupa demokrasilerinde ortaya çıkan boşluğu son seçimlerde görüldüğü üzere aşırı sağcı demagoglar dolduruyor. Bir de buna Batı’nın 471 gün süren Gazze’deki soykırım karşısında takındığı ikircikli tavrı da eklemek gerekiyor. Çoğu çocuk ve kadın 61 binden fazla sivilin katledilmesini seyreden Batılı kuruluşlar ve liderler Gazze’deki insanlık sınavında sınıfta kaldı. Dünyaya örnek gösterilen Batılı değerlerin insanlık için ortak bir fayda hedefinin olmadığı bu süreçte tekrar anlaşıldı. İtibar ve güven kaybının kısa sürede toparlanması da mümkün değil.

AB’Yİ ÇIKMAZDAN TÜRKİYE KURTARIR

Göçmen karşıtı ve İslam düşmanı aşırı sağ hareketlerin Avrupa başta olmak üzere Batılı ülkelerdeki yükselişine bir süredir dikkat çekiyorduk. Son dönemde yapılan pek çok seçimde endişelerimizin haklılığı ortaya çıktı. Aşırı sağ hareketler bugün Avrupa’da siyasetin belirleyici aktörleri haline gelmiştir.

Geçtiğimiz yüzyılın albenisi en yüksek olan ideolojisi “Liberal demokrasi” ciddi bir krize ve darboğaza girmiştir. Bir dönem tüm sorunların ilacı olarak gösterilen Liberal Demokrasi artık eski gücünü, eski itibarını yitirmiştir.

Aşırı sağ gerçekliğinin Avrupalı Türkler ve Müslümanlar açısından bir tehdit oluşturmaması için gelişmeleri dikkatle takip ediyoruz. Son dönemde Avrupa Birliği ile ilişkilerimizin eski ritmine kavuşmakta olmasını önemsiyoruz. Suriye’deki gelişmelerin yanı sıra, Ukrayna Savaşı bağlamında yürütülen tartışmalarda Avrupa, Türkiye’ye olan ihtiyacını tekrar teyit ediyor.

Avrupa Birliği’ni ekonomiden savunmaya, siyasetten uluslararası itibara içine düştüğü çıkmazdan sadece Türkiye kurtarabilir. Türkiye’nin birliğe tam üyeliği kurtarabilir. Ekonomisi ve demografik yapısı hızla yaşlanan Avrupa’ya can suyu verecek olan da yine Türkiye’dir, Türkiye’nin tam üyeliğidir. Avrupa Birliği bu gerçeklerle ne kadar erken yüzleşirse kendileri için o derece hayırlı olacak. Yapıcı bir anlayışla karşılıklı fayda ve saygı temelinde üyelik sürecimizi ilerletmek arzusundayız. Gerekli irade gösterilirse, kısa sürede neticede alabiliriz ama bunun için Avrupa Birliği ve birliğe yön veren ülkelerin yanlışta ısrar etmekten vazgeçmesi gerekiyor. Sürecin nereye evrileceğini önümüzdeki dönemde göreceğiz.


UKRAYNA GÖRÜŞMELERE DAHİL OLMALI

Geçen hafta Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski’yi ağırlamıştık. Bugün (dün) de Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanı Lavrov’u kabul ettik. Rusya- Ukrayna savaşının sona erdirilmesine yönelik diplomatik çabaların yoğunlaştığı bir dönemde bu ziyaretleri çok önemli buluyoruz. Savaşın kazananı, barışın kaybedeni olmayacağı şiarıyla çatışmaların ilk gününden beri hep barışın tesisi için gayret gösterdik. Muhalefetin bizi çekmek istediği tuzağa düşmeden iki komşu ülkeyle dengeli ilişkiler geliştirdik.

Şimdi yeni bir denklemin kurulmakta olduğunu görüyoruz. Amerikan Başkanı Sayın Trump’ın savaşı müzakereler yoluyla bitirme iradesini prensipte olumlu karşılıyoruz. Savaşın müzakere masasında sona erdirilmesi yaklaşımı Türkiye’nin son 4 yıldır izlediği politikayla da örtüşmektedir. Ama burada şu gerçeğin ihmal edilmemesi gerekiyor. Adil ve kalıcı barışa giden yol, ancak ilgili tüm tarafların temsil edildiği bir denklemle açılabilir.

İstanbul Süreci hariç bugüne kadar kurulmaya çalışılan masalarda Rusya dışlanmış, bundan dolayı da arzu edilen netice alınamamıştı. Şayet yeni süreçten sonuç alınmak isteniyorsa Ukrayna mutlaka sürece dahil edilmeli ve karşılıklı müzakerelerle bu savaş sona erdirilmelidir. Biz görüşmelere ev sahipliği yapmak dahil sürecin kalıcı barışa tahvili için her türlü desteği vermeye hazırız.

Kaynak = https://www.sabah.com.tr/gundem/2025/02/25/ramazan-firsatcilarina-nefes-aldirmayacagiz

administrator

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir