Asrın felâketinin hemen ardından, yanımıza aldığımız mütevazı yardım malzemeleri ile Kahramanmaraş’a doğru yola çıktık. (Kulakları çınlasın) Burhanettin Duran Hoca da (şimdi Dışişleri Bakan Yardımcısı) bizimleydi. Ankara- Niğde Otoyolu’ndan ayrıldığımız andan itibaren karayollarında gördüğümüz yarıklar, durumun vahametini erkenden haber veriyor gibiydi. Sis, kar, bıçak gibi kesen rüzgâr… Güzergâh itibariyle önce Türkoğlu ilçesine ulaştık. Şu anda Mardin Valisi olan Tuncay Akkoyun (o sırada Karaman Valisi) koordinatör olarak görevlendirilmişti. İş makinelerinin hayati önemde olduğu saatlerde, Konya ve Karaman’dan tedarik ettiği vinçlerle hızla enkaz kaldırma işine girişmişti. Daha da önemlisi vatandaşın acil ihtiyaçlarını karşılamak için sağlam kalan marketleri ve eczaneleri açtırmış, birer öğretmen ve polis görevlendirmişti. Temel gıda maddelerini, ilâçlarını alanların kimlik numaraları ve telefonları tek tek not edilmişti. Böylece, devletin daha sonra yapacağı ödemeler için kayıtlar tutulmuştu. Bir mülki amirin “kriz yönetimi becerisi” iyi örnekler arasına girmişti.
Sonra Kahramanmaraş merkeze yöneldik. Yıkımın büyüklüğü şoke ediciydi. Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Rüstem Keleş‘ten bilançonun ağırlığını dinlerken, can pazarından can kurtaran kahramanların özverisine tanıklık ettik. O gün, orada bir yerel idarecinin soğukkanlılığının önemini, koordinasyon kabiliyetinin neleri değiştirebildiğini yerinde gözlemledik.
***
İlerleyen günlerde de deprem bölgesine gittik. Dondurucu kış günlerinde en önemli ihtiyaç konteynır ve ısıtıcı idi. O dönemde Düzce Valisi olan Cevdet Atay‘ın, boş atölyeleri tespit edip, şehrin sanayi gücünü de harekete geçirerek ve elbette risk alarak seri konteynır üretimi başlatmasını, sonradan soruşturmaya uğramasını da Türkiye gerçeği olarak bir kenara yazdık.
Bir hafta sonra Gaziantep’in İslahiye ve Nurdağı ilçelerinde idik. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum‘un ilk etapta geçici iskân için sergilediği olağanüstü çabanın şahidi olduk. Kalyon Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Kalyoncu‘nun, İslahiye’de kurduğu konteynır kenti gezerken bu ülkeden kazanan bir iş insanının, imkânlarını yine bu ülkenin emrine amade etmesini erdemli tutum olarak kaydettik.
Hatay’a geldiğimizde ise… CHP’li kimi belediyeler ve başkanları “şunu yaptık, bunu yaptık” tarzında siyasi pazarlama faaliyetine yönelmişken reklamsız çalışan bir isme rastladık. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay. Bir belediyenin, başkanının dirayeti ile nasıl büyüdüğünü anı anına yaşadık. Enkazdan kurtarılan canlar, sıcak yemek servisi yapılan depremzedeler, kritik gereklilik olan seyyar tuvaletler, temiz suya erişim, süratle toplanan çöpler ve ilaçlanan alanlar… Bütün bunların Allah rızası ve ülke insanı için hiçbir hesaba girilmeden gerçekleştirilmesi…
Ve o acılı ortamda, acıya acı ekleyen bir haber… 19 Şubat 2023. Depremin üstünden iki hafta geçmeden Hatay’ın Altınözü ilçesine düşen şehit ateşi. (Dönemin) Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca‘nın şehit ailesini ziyareti, “Hatay’a yardım gelmiyor” provokasyonunu, mezhep temelinde alevlendirmeye çalışan odaklara karşı sergiledikleri milli dayanışmanın değeri…
Yazacak o kadar çok konu ve yaşanmışlık var ki… Ben, liderliğin anlamını, kamu yöneticisinin basiretini ve iş insanlarının samimiyetini hatırlatmak istedim.
Bugün Türkiye, 104 milyar dolarlık devasa enkazın altından kalktı, Anka Kuşu misali küllerinden yeniden doğdu ise… Bunda, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan‘ın, felaketin ilk dakikasından başlayarak verdiği cesur mesajların, depremzedelerle hemhal oluşunun, geçici ve kalıcı imar ve ihya faaliyetlerini hemen başlatmasının, dezenformasyonla mücadelede gösterilen gayretin katkısı çok büyüktür!
Allah bir daha bu aziz milleti, böyle felaketlerle imtihan etmesin. Ve verdiği aklı kullanma ferasetinden alıkoymasın…
Kaynak = https://www.sabah.com.tr/yazarlar/muderrisoglu/2025/02/06/6-subat-kullerinden-yeniden-dogmak
